Sabırsızlıkla beklediğimiz Ramazan’ın gelişiyle sahur ve iftar heyecanını yeniden yaşamaya başladık şükür. Dün ailece balkonda yaptığımız “ilk iftar” menümüzün iki güzel yemeğini paylaşmak istedim. Bu vesileyle hepinize hayırlı, sağlıklı, huzurlu ve maneviyatın yüksek olduğu bir Ramazan dilerim.

Tarhana, yaz – kış ayırt etmeksizin soframızdan eksik etmediğimiz bir çorbadır bizim için. Çocukluğumun eski Ramazan günlerine dair bu çorbayla ilgili aklımda kalan en güzel şey, bir parça yufka ekmeğe sarılmış tulum peyniriyle birlikte sıcak sıcak içmek. Tulum peyniri dediğim de öyle bildiğiniz tulum peyniri değil, memleketimin deri içine basılmış Kargı tulum peyniri olacak. Ne var ki Ramazan’a her sene bir öncekinden 10 gün önce başlandığı için, bu dönemde artık tulum peyniri bulmak zorlaşıyor.

Bu nefis çorba içine bir miktar haşlanmış nohut veya kuru fasulye ilave edilerek de çok seviliyor bizde. Hatta o akşam hem tarhana çorbası, hem kuru fasulye pişirilmiş ise kuru fasulyenin tanelerinden biraz alınarak çorbaya mutlaka eklenir. Konserve bezelye de bu alternatiflerden biri. Tabağınızdaki tarhana çorbasına eklediğiniz 1 – 2 yemek kaşığı konserve bezelye çorbayı daha nefis bir hale getiriyor. Geçtiğimiz hafta Tamek’ten hediye gelen paketimden çıkan konserve bezelyeyi bu tarif için kullandık.

Menünün diğer tarifi olan annemin patatesli güveci için buraya tıklamanız yeterli.